Prof. Dr. Görür’den Deprem Uyarısı: Dirençli Kentler Şart!

0

BEĞENDİM

0

Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, 6.1 büyüklüğündeki Sındırgı depreminin ardından önemli açıklamalarda bulundu. Deprem sonrası sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda, depremin Simav Fay Zonu üzerinde meydana geldiğini ve sağ yönlü, yanal bir fay niteliği taşıdığını belirtti. Ayrıca, “Bu küçük bir deprem değil, hasar olabilir. Daha büyük bir deprem olacağını sanmıyorum. Evlerden bir müddet uzak durun,” diyerek halkı uyardı. Bu açıklamalar, deprem sonrası halkın endişelerini gidermeye yönelik önemli bir bilgilendirme içeriyordu.

“TEK ÇÖZÜM: DEPREM DİRENÇLİ KENTLER”

Prof. Dr. Görür, depremin yaratabileceği yıkımlara dikkat çekerek, “Sanıldığı kadar hasarsız atlatılamayacak. İnşallah fazla zaiyat olmaz,” diye ekledi. Yine sosyal medyadaki sonraki açıklamalarında, televizyonlarda deprem haberi peşinde koşanlara seslenerek, “Ben deprem dirençli kentler derken neredeydiniz? Unutmayın, tek çözüm deprem dirençli kentler.” şeklinde ifadelerde bulundu. Bu açıklama, aslında uzmanların yıllardır üzerinde durduğu bir konuya da parmak basmış oldu.

Sındırgı’da meydana gelen depremin Marmara bölgesindeki büyük bir depremi etkileyip etkilemeyeceği sorusu da gündeme geldi. Bu konuda da görüş belirten Görür, “Alakır-Sındırgı/Balıkesir depremleri İstanbul, Marmara’yı etkiler mi deniliyor. Marmara Bölgesindeki faylara stres yüklemiş, stres alanlarını etkilemiş olabilir ama ben KAF’ın kuzey kolunu etkileyeceğini sanmıyorum,” diye açıkladı. Ardından, “Geçmiş olsun” diyerek sözlerine son verdi.

SINDIRGI DEPREMİ NEYİN UYARISI?

Görür, son paylaşımında tekrar ‘deprem dirençli kentler’ konusunu gündeme getirerek, “Gelin devlet, hükümet, belediye, halk el ele, omuz omuza verelim ve ülkemizi deprem dirençli hale getirelim,” çağrısında bulundu. Bu çağrı, Türkiye’nin birçok bölgesinde sıkça meydana gelen depremlerle başa çıkabilme adına toplumsal bir bilinç oluşturmanın önemine işaret etmektedir. Prof. Dr. Görür, “Sındırgı depremi neyin uyarsıdır? Deprem dirençli kentlerin uyarısıdır. Çok bilgili olmaya, araştırmaya veya falcı olmaya lüzum yok. Gelin, bizler, devlet, hükümet, belediye ve halk bir araya gelerek, ülkemizi deprem dirençli hale getirelim,” dedi.

Görür, Türkiye’nin deprem kuşağında yer aldığını hatırlatarak, “Bakın, bizimkinden daha büyük depremlerde insan ölmüyor, ama bizde, 7 ve daha büyüğünde on binlerce insanımızı toprağa veriyoruz. Yeterince bıkmadık mı?” şeklinde bir eleştiride bulundu. Bu ifadeleriyle, halkı hem bilgilendirmeyi hem de toplumsal bir sorumluluk almaya davet etme amacı gütmektedir.

Sonuç olarak, Prof. Dr. Naci Görür’ün yaptığı bu açıklamalar; depremin yarattığı kaygılar ve Türkiye’nin deprem riskiyle mücadelede atılması gereken adımlar konusunda büyük önem taşımaktadır. Deprem dirençli kentler oluşturma ihtiyacı, sadece bir uzman görüşü değil, toplumsal bir gereklilik olarak öne çıkmaktadır. Bu nedenle, herkesin bu konuda duyarlı olması ve ilgili mercilere destek vermesi gerekmektedir. Geçmiş olsun dilekleriyle sonlandırdığı bu açıklamalar, aynı zamanda bir umut ve bilinç çağrısıdır.