Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hamdi Alkan, Yunanistan’ın Santorini Adası çevresinde meydana gelen deprem fırtınalarına dikkat çekerek, “Bölgede 7 büyüklüğünde bir deprem olursa İzmir ve çevresi için ciddi bir tsunami riski oluşabilir” uyarısında bulundu.
Ege Denizi’ndeki son dönemdeki artan sismik hareketlilik, bilim insanlarının dikkatini çekmektedir. Ege Denizi’nde gerçekleşen 500’den fazla deprem fırtınası, sismik hareketliliğin ve tsunami riskinin artışını gösteriyor. Uzmanlar, bu depremlerin volkanizma ile ilişkili olduğunu ve uzun süre devam edebilecek bir deprem fırtınasının bir parçası olabileceğini ifade ediyor. Ancak en büyük endişe veren durum, bu hareketliliğin Amorgos fayını harekete geçirerek büyük bir depreme yol açma ihtimalidir. Araştırmacılar, 1950’li yıllarda bölgede 7’den büyük bir depremin kaydedildiğini vurgulayarak, benzer büyüklükteki bir sarsıntının İzmir ve çevresinde ciddi tsunami riskleri oluşturabileceği konusunda kamuoyunu uyarıyor.
Doç. Dr. Hamdi Alkan, Prof. Dr. Serkan Öztürk ile birlikte 2024 yılında yayımladıkları bilimsel çalışmada, Ege Denizi’ndeki depremler hakkında öngörülerde bulunduklarını belirtti. Çalışma, bölgedeki beklenen depremler konusunda önemli tespitlerde bulunmuş. Alkan, mevcut durumda 500’den fazla deprem meydana geldiğini ve sarsıntıların devam ettiğini ifade ederken, bu depremlerin en büyüğünün 5.1 büyüklüğünde, sığ derinlikte ve normal fay mekanizmasına sahip olduğunu kaydetti. “Bu parametreleri değerlendirdiğimizde, depremlerin volkanizmayla ilişkili olduğunu söyleyebiliriz” dedi.
Afrika plakasının kuzeye doğru hareketinin, Santorini ve çevresindeki 5 sismik kuşaktan biri olan Amorgos fayında yoğunlaşmaya yol açtığını dile getiren Alkan, “Bölgedeki depremler, kalderanın merkezine değil, kuzeydoğusuna doğru, Amorgos fay hattı boyunca yoğunlaşmış durumda. Bu depremlerin büyük çapta olmaması ve nispeten belirli bir aralıkta sıkışmış olmaları dikkate alındığında olumlu bir durum olarak değerlendirilebilir. Ancak, bu tür depremlerin 1-2 yıl kadar sürebileceğini gösteren mevcut literatürde örnekler bulunmakta. Asıl tedirginlik kaynağı, bu volkanik kaynaklı deprem fırtınasının Amorgos fayını tetikleyerek büyük bir depreme yol açma olasılığıdır. Tarihsel verilere göre, 1950’lerde burada 7 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiştir. Eğer benzer büyüklükte bir depreme tanık olunursa, İzmir ve çevresi için ciddi tsunami riskleri oluşup kıyı bölgelerinde büyük yıkımlara sebep olabilir. Bu nedenle, devletimizin ilgili kurumlarının önleyici tedbirler alması hayati önem taşımaktadır” diyerek uyarıda bulundu.
“Bugün, 6 Şubat depremlerinin yıl dönümünde, 11 ilimizde meydana gelen büyük depremler ciddi yıkımlara ve kayıplara neden olmuştu. İzmir ve çevresinde 2020 yılında da bir deprem yaşanmıştı. Eğer mevcut deprem fırtınası, tektonik hareketlerle birleşerek büyük bir deprem ve ardından bir tsunamiye sebep olursa, muhtem
1
İzmir’den TUSAŞ Saldırısına Sert Tepki
2955 kez okundu
2
“Başkan Pehlivan: Menemen’i karalamak yalan!”
2680 kez okundu
3
İzmir Süper Amatör’de Helvacı ve Özçamdibispor Berabere!
2649 kez okundu
4
Çiğli’de Modern Peyzajla Yeni Bir Dönem Başlıyor
2627 kez okundu
5
İZBAN Haftanın Her Günü Gece Yarısına Kadar!
2589 kez okundu
