İmamoğlu’nun Duruşması Silivri’ye Taşındı!

0

BEĞENDİM

0

Durum Özeti

Ekrem İmamoğlu, “zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik” suçlamasıyla yargılanmakta olan bir siyasi figür olarak, mahkemeye ikinci kez çıkarılmak üzere bugün duruşmaya katıldı. Yapılan itiraz sonucunda, tutuklu avukat Pehlivan’ın duruşmaya uzaktan bağlanma izni iptal edilerek, yargılama süreci Silivri’ye taşındı. Dava, ilk duruşmanın yapıldığı İstanbul Adliyesi’nin 59. Asliye Ceza Mahkemesi’nden, fiziksel salon yetersizliği nedeniyle Silivri’deki Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu yerleşkesinde bulunan 1 No’lu duruşma salonuna alındı. İlk duruşma 12 Eylül 2023 tarihinde gerçekleştirilmişti ve iddianamenin özetlenmesinin ardından duruşma, 20 Ekim 2023’e ertelenmişti. Bugün ise geniş güvenlik önlemleri altında duruşma devam ediyor.

İddianame ve Suçlamalar

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame, Ekrem İmamoğlu hakkında yer alan suçlamaların dayanağını oluşturmaktadır. İddianamede açıkça belirttiği üzere, soruşturma süreci 18 Eylül 2024 tarihinde CİMER’e yapılan sahte diploma başvurusu ile başlamıştır. Bu başvurunun ardından 1 Ekim 2024’te Savcılığa resmi bir şikayet dilekçesi sunulmuştur. Savcılık, İmamoğlu’nun eğitim aldığı University College of Northern Cyprus (UCNC) adlı kurumun, 1990 yılı itibarıyla Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından tanınmayan üniversiteler arasında yer aldığını öne sürmektedir.

İddianamede, YÖK’ün 1988 ve 1992 tarihli resmi yazışmalarına referans vererek, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) o dönemde YÖK tarafından tanınan tek üniversitenin Doğu Akdeniz Üniversitesi olduğu ifade edilmektedir. Bu durum, İmamoğlu’nun mezuniyetinin meşruiyetine yönelik ciddi bir soru işareti oluşturmaktadır.

Kayıt Sürecinde İddia Edilen Usulsüzlükler

İddianamede yer alan bir başka dikkat çekici nokta ise, üniversite kayıt süreçlerinde iddia edilen usulsüzlüklerdir. Bu usulsüzlük iddiaları arasında, yatay geçiş kontenjanlarının usulsüz bir şekilde artırılmasının yanı sıra, bazı öğrencilerin kayıtlardan çıkarılarak yerlerine yeni öğrencilerin eklenmesi gibi durumlar bulunmaktadır.

Özellikle sadece 3 kişilik kontenjan ayrılması gerekirken, bu kontenjanın usulsüz bir şekilde 54 kişiye kadar çıkartılmış olduğu belirtilmektedir. İddianameye göre, İmamoğlu’nun aslen UCNC’ye kayıtlı olduğu halde, öğrenci kütük defterine kaydının sanki Doğu Akdeniz Üniversitesi öğrencisiymiş gibi gösterilmesi, davanın temel iddialarından bir diğeridir. Bu durum, hukuki sürecin derinlemesine incelenmesine ve sorgulanmasına neden olmaktadır.

Bu yargı süreci, İmamoğlu’nun siyasi kariyeri üzerinde de önemli etkilere yol açması beklenmektedir. Sonuç olarak, bu davanın gelişimi ve neticesi, Türkiye’deki siyasi atmosfer üzerinde ciddi etkiler yaratabilecek nitelikte bir durum olarak değerlendirilmektedir. Dava süreci, mahkeme duruşmaları ve iddialara yanıtlar, kamuoyunda da geniş yankı bulmaktadır.