İmamoğlu: Hukuk ve Vicdan Tehlikede!

Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Cumhurbaşkanı Adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, hükümete yönelik sert eleştirilerde bulundu. Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi’nden yapılan duyuruda İmamoğlu, “Yeter artık. Beylikdüzü Belediye Başkanımız ve kardeşim Mehmet Murat Çalık tedavisi tamamlanmadan cezaevine gönderildi. Orada tekrar hastalandı, hastaneye kaldırıldı ve anjiyo oldu” şeklinde açıklamalarda bulundu.

İmamoğlu, Türkiye’de yaşanan hukuksuzluklara dikkat çekerek, “Şafak vakti yapılan hukuksuzluklara bu kez gece yarısı baskınları eklendi” ifadesini kullandı. Özellikle Şile Belediye Başkanı Özgür Kabadayı’nın konutuna sabaha karşı 1.30’da yapılan baskınla gözaltına alınmasına tepki gösterdi. Bu durumun, Türkiye genelinde artan baskı ve sansür ortamının bir parçası olduğunu vurguladı.

“Daha önce de söylemiştim: Bırakın adil yargılanmayı, artık canımız tehlikede” diyen İmamoğlu, yapılanların ne hukukla ne de vicdanla açıklanabileceğini ifade etti. Bu sözleri, Türkiye’deki adalet sisteminin çöküşü olarak değerlendirdi. Öte yandan, İmamoğlu, özellikle hükümetin düşmanca tavırlarını ve baskıcı uygulamalarını eleştirerek, “Bu artık rekabet değil, açıkça nefret” dedi. “Milletinden nefret eden bir siyasetçi olur mu? Sizi Allah’tan başka havale edecek kimse kalmadı” şeklindeki ifadeleriyle, iktidara duyduğu tepkileri daha da güçlendirdi.

İmamoğlu’nun bu açıklamaları, siyasi atmosferdeki gerginliğin artmasına yol açtı. İşte bu durum, pek çok yurttaşın ve muhalefet partilerinin dikkatini çekti. Türkiye’de son yıllarda siyasi tutuklamaların ve gözaltıların artması, sık sık gündeme gelmekte. Özellikle muhalefetin temsilcilerine yönelik yapılan bu tür eylemler, kamuoyunda geniş yankı bulmakta. Ekrem İmamoğlu’nun yaşadığı bu durum, toplumda adalet ve hukukun üstünlüğü konusundaki endişeleri tekrar gün yüzüne çıkardı.

Bu bağlamda, İmamoğlu’nun gerçekleştirdiği açıklamalar, hükümetin uygulamaları ve muhalefet liderlerine yönelik baskılarla ilgili derin bir eleştiri niteliği taşıyor. Türkiye’nin adalet sisteminde yaşanan aksaklıklar ve insan hakları ihlalleri, toplumda geniş bir huzursuzluk yaratmakta. İmamoğlu’nun gündeme taşıdığı bu konular, yargının bağımsızlığı ve adil yargılanma hakkının toplumun her kesimi açısından ne denli önemli olduğunu bir kez daha hatırlatmakta.

Tüm bu gelişmeler, Ekrem İmamoğlu’nun siyasi duruşunu ve stratejisini de şekillendirmekte. Ülke genelinde yaşananları ve bunların topluma etkilerini daha kapsamlı bir şekilde değerlendirirken, İmamoğlu’nun gelecekteki siyasi adımlarının ne yönde olacağını merakla beklemek gerekiyor. Böylece, Türkiye’nin politik ortasındaki güç dengeleri ve muhalefetle iktidar arasındaki mücadelelerin seyri de netlik kazanacak.