İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ile ilgili olarak siyasi iktidarın hedefindeki ‘yolsuzluk’ soruşturmasında dördüncü dalga operasyonu, bu sabah itibarıyla başlatıldı. İki aydır cezaevinde tutulan İBB Başkanı ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) partisi tarafından cumhurbaşkanı adayı gösterilen Ekrem İmamoğlu’nun daha önce gözaltına alınıp serbest bırakılan özel kalemi Kadriye Kasapoğlu ile koruma müdürü Mustafa Akın da bu operasyonda gözaltına alındı. Gözaltı kararı verilen isimler arasında KİPTAŞ Genel Müdürü Ali Kurt ve İBB Genel Sekreter Yardımcısı Arif Gürkan Alpay da yer almakta.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen operasyonlar sonucunda şu ana kadar İstanbul’un yanı sıra İzmir, Trabzon, Antalya, Tunceli ve Kocaeli illerinde toplam 44 kişi gözaltına alındı. Bu geniş çaplı operasyon, belediyedeki yolsuzluk iddialarının derinleştiği bir dönemde gerçekleşti ve kamuoyunda büyük bir yankı uyandırdı.
Soruşturma kapsamında, Avrasya Tüneli ve 1915 Çanakkale Köprüsü’nün işletmecileri olan Yapı Merkez İnşaat’ın sahipleri Mustafa Başar Arıoğlu, Erdem Arıoğlu ve Özge Arıoğlu da gözaltına alındı. Bu isimlerin, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile yaptıkları ihaleler ve projeler bağlamında yolsuzluk iddialarıyla ilgili oldukları belirtiliyor. Bu operasyon, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde yürütülen birçok projenin şeffaflığını sorgulayan bir atmosfer yaratmış durumda.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan açıklamada, “2024/228233 S.N dosya kapsamında başta İstaç, Kiptaş ve Yol Bakım Daire Başkanlığında tespit edilen usulsüzlüklere ilişkin, 23/05/2025 tarihinde şüpheliler Ali Kurt, Ziya Gökmen Togay, İbrahim Bülbüllü, Nezahat Kurt ve Mustafa Akın’ın da aralarında bulunduğu 49 şahıs hakkında yakalama, gözaltı, arama ve el koyma işlemlerinin icrasına yönelik İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne talimat verilmiştir. Şu an itibarıyla şüphelilerle ilgili yakalama, gözaltı, arama ve el koyma işlemleri devam etmektedir.” şeklinde bilgiler verildi.
Bu operasyonlar, yalnızca İstanbul’daki belediyeye yönelik değil, aynı zamanda Türkiye genelinde kamu kurumlarında yolsuzlukla mücadele konusundaki kararlılığı da ortaya koymakta. Bunun yanı sıra, Türkiye’de siyasi tartışmaların ve kamusal güvenin yeniden şekillenmesine neden olabilecek bir süreçte olunduğu da belirtiliyor. Yolsuzluk iddiaları, kamuoyunda derin tartışmalara neden olurken, operasyonların sonrasında yaşanacak gelişmeler de büyük bir merakla izleniyor. Belediyeye yönelik soruşturmaların, yerel seçimler öncesinde iktidara karşı bir siyasi hamle olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği ise ayrı bir merak konusu olmaya devam edecek.