Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2025 yılı ikinci çeyreğine ait gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) verilerini açıkladı. Açıklanan verilere göre, 2025 yılının ikinci çeyreğinde GSYH, geçen yılın aynı çeyreğine kıyasla zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 4,8 oranında bir artış gösterdi. Bu dönemde üretim yöntemine göre cari fiyatlarla hesaplanan GSYH, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 43,7’lik bir artış ile 14 trilyon 578 milyar 556 milyon liraya yükseldi.
GSYH’nin bu dönemdeki değeri, cari fiyatlarla ABD doları bazında ise 377 milyar 622 milyon dolar olarak kaydedildi. Bu, Türkiye ekonomisinin büyüme dinamikleri ve makroekonomik göstergeleri hakkında önemli bir bilgi sunuyor. Ekonomik faaliyetlerin detaylarına inerken, yılın ikinci çeyreğindeki GSYH’nin bileşenlerini analiz etmek de önem arz etmekte.
Yılın ikinci çeyreğinde GSYH’yi oluşturan sektörel faaliyetler göz önüne alındığında, inşaat sektörü zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 10,9 oranında bir artış gösterdi. Bu artış, inşaat sektöründeki canlılığı ve büyüme potansiyelini ortaya koymaktadır. Diğer önemli sektörler arasında bilgi ve iletişim faaliyetleri yüzde 7,1, sanayi sektörü ise yüzde 6,1 oranında bir büyüme sağladı. Ticaret, ulaştırma, konaklama ve yiyecek hizmetleri sektörü de yüzde 5,6 oranında bir artışla dikkat çekti.
Mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri ise yüzde 5,4 oranında büyümeyle diğer sektörlere katkıda bulundu. Ürün üzerindeki vergiler eksi sübvansiyonlar kategorisi yüzde 3, finans ve sigorta faaliyetleri yüzde 2,6, gayrimenkul faaliyetleri de yüzde 2,6 oranında bir artış gösterdi. Diğer hizmet faaliyetleri ise yüzde 2,1 oranında bir büyüme kaydetti. Ancak tarım sektörü, bu dönemde yüzde 3,5 oranında bir daralma yaşarken, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri ise yüzde 1,2 oranında bir azalma ile karşı karşıya kaldı.
Bu veriler, Türkiye ekonomisinin farklı sektörlerdeki performansının ne denli değişken olduğunu göstermektedir. GSYH, genel ekonomi sağlığının bir göstergesi olarak, Türkiye’nin büyüme potansiyelini ve ekonomik dinamiklerini değerlendirmek açısından kritik bir öneme sahip. Sektörel bazda döngülerin analiz edilmesi, gelecek dönemlerde politika geliştirmek ve ekonomik stratejiler belirlemek adına büyük önem taşımaktadır.
Sonuç olarak, 2025 yılı ikinci çeyrek GSYH verileri, Türkiye ekonomisinin genel görünümünü yansıtmakta ve belirli sektörlerin büyüme gösterdiğini, bazı sektörlerin ise zorluklarla karşılaştığını göstermektedir. Bu nedenle, ekonomik istikrar hedefleri doğrultusunda çeşitli politikaların geliştirilmesi ve uygulanması gerekmektedir. Türkiye, gelecekteki ekonomik büyüme hedeflerini gerçekleştirmek için bu verilere dikkat ederek, sektörlerdeki gelişmeleri ve düşüşleri göz önünde bulundurmalıdır.