Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TUSAŞ’a yönelik gerçekleştirilen silahlı saldırının detayları hakkında bilgi verirken, saldırıyı gerçekleştirenlerin Suriye’den Türkiye’ye sızdığını açıkladı. “Hedefimiz terörsüz bir Türkiye,” diyen Erdoğan, ülke güvenliğini sağlamak adına kararlılığını ifade etti. Ayrıca, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile görüşme konusundaki desteğini Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’den beklediğini belirtti. Erdoğan’ın, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Abdullah Öcalan’la ilgili çağrısından kaynaklanan süreçle ilgili sorulara yanıt vermemesi dikkat çekti.
Erdoğan, BRICS zirvesi dönüşünde uçakta basın mensuplarına açıklama yaparak, TUSAŞ’a yönelik yaşanan saldırının arka planına dair bilgiler sunmayı öncelikli olarak hedefledi. Bu elim olayın sonucunda beş kişinin yaşamını yitirdiğini hatırlatan Erdoğan, TUSAŞ’ın hedef seçilmesinin yalnızca bir kuruluşu değil, Türkiye’nin genel huzurunu ve güvenliğini tehdit etmeye yönelik olduğunu vurguladı. Saldırının doğasının manidar olduğunu belirten Erdoğan, bu tür eylemlerle ulusal güvenliğin sarsılmaya çalışıldığını ifade etti.
Açıklamalarında, saldırının Suriye’den gerçekleştirilen bir sızma hareketi şeklinde geliştiğini bildiklerini söyleyen Erdoğan, güvenlik güçlerinin bu duruma yönelik anında tedbir aldığını ve gece boyunca toplam 40 ayrı noktada operasyon düzenlendiğini aktardı. Bu operasyonların amacının, teröristlere ağır bedeller ödetmek olduğunu ifade eden Erdoğan, bu tür tehditlere karşı devletin gücünü ve kararlılığını pekiştirmeye devam edeceklerini dile getirdi.
Erdoğan’ın bu açıklamaları, terörle mücadele konusunda hükümetin izlediği sert yaklaşımın bir yansıması olarak yorumlandı. Türkiye’nin uluslararası ilişkilerinde, özellikle Suriye ile bağlantılı güvenlik meselelerinin daha da önem kazandığı bir dönemde, Erdoğan’ın Esad ile görüşme çağrısı, Rusya’nın bu süreçte oynayabileceği rolü artırmayı amaçlıyordu. Bu bağlamda, hem iç güvenlik hem de dış politika stratejilerini entegre etme çabasında olduğu görülen Erdoğan, Türkiye’nin terör tehdidiyle mücadelesinin kararlılıkla süreceğini yineledi.
Bunun yanı sıra, TUSAŞ’a yapılan bu saldırının ardından, siyasi muhalefetle olan ilişkilerin nasıl evrileceği ve Bahçeli’nin konuşmadan konuyu geçiştirmesi, Türkiye’deki siyasi iklimi daha da karmaşık hale getirdi. Erdoğan’ın, Bahçeli’nin konuyla ilgili sorumluluk ve desteği açısından sessiz kalması, muhalefet çevrelerinde olası bir kaygı yaratmış durumda. Bu durum, Türkiye’nin demokrasi dinamiklerinde ve güvenlik algısında bazı yansımalar yaratabileceği düşünülmektedir.
Sonuç olarak, Erdoğan’ın açıklamaları, Türkiye’nin güvenlik stratejisi ve uluslararası ilişkileri açısından önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Saldırıya karşı alınan tedbirlerin yanı sıra, dış politikadaki gelişmelerin de takip edilmesi gereken bir süreç içinde olduğu ortada. Türkiye’nin terörle mücadelesi, hem ulusal hem de uluslararası platformda daha fazla dikkat çekmeye devam edecek gibi görünüyor.