Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yaptığı açıklamalarda Türk siyasetinin mevcut durumunu ve Türkiye’nin uluslararası konumunu ele aldı. Özellikle, dünyadaki güç dengelerinin değiştiğini belirterek, Türkiye’nin kendi iç gündemiyle meşgul edilerek bu önemli dönüşüm dalgasının dışında bırakılmak istendiğini ifade etti. Erdoğan, bu bağlamda, ideolojik kavgaları ve siyasi çekişmeleri bir kenara bırakmayı önerdi ve farklı görüşlerin ifade edilmesinin her zaman başının üstünde bir yeri olduğunu vurguladı.
Erdoğan, özellikle bu sürece karşı temkinli, kuşkucu veya mesafeli duran kişilere yönelik bir anlayış sergilediklerini belirtti. Bu kişilerin tereddütlerini gidermek için bütün gayretlerini ortaya koyduklarını ifade etti. “86 milyonun birliği ve huzurunu etkileyecek hayati bir meselede işi yokuşa sürmenin, uzlaşmaz tavır sergilemenin telafisi olmaz” diyen Erdoğan, bunun Türk milletini affetmeyeceği mesajını verdi. Bu durumu toplum açısından kritik bir mesele olarak değerlendirdi ve halkın birlik ve beraberliğinin önemli olduğuna dikkat çekti.
Ayrıca, Türkiye’nin önünde yeni bir dönemin kapılarını araladığını belirten Erdoğan, “Türkiye Yüzyılı” hedefini adım adım hayata geçirdiklerini söyledi. Bu bağlamda, hangi siyasi partiden olursa olsun, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) çatısı altında atılacak adımlara destek verilmesi gerektiğini ifade etti. Küçük hesaplarla sürecin akamete uğratılması veya sabote edilmesi gerektiğinin altını çizen Erdoğan, bunun kimseye fayda sağlamayacağını vurguladı.
Erdoğan, dost ve kardeş ülkelere güven veren, düşman ve rakiplere korku salan toplumun birlikte hareket etmesi gereken bir döneme girdiklerini dile getirdi. Üç farklı siyasi partinin bu süreci sona kadar sağlıklı bir şekilde götürme kararlılığında olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı, tüm yapılanların milletin geleceği için olduğunu vurgulayarak, her adımda halkın menfaatlerini gözetmekte olduklarını açıkladı.
Sonuç olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin geleceği adına kritik adımlar atıldığını ve bu dönemin önemine dikkat çekerek, toplumda birlik ve beraberliğin sağlanmasını vurguladı. İç siyasetin ötesinde uluslararası konjonktürün değişimiyle ilgili bir söylem geliştirirken, tüm siyasi partileri sağduyuya ve iş birliğine davet etti. Bu açıklamalar, Türkiye’nin önümüzdeki döneminin nasıl şekilleneceğine dair ipuçları sunarken, aynı zamanda iç politikadaki olası çatışmaları da minimize etmeye yönelik bir çağrı olarak değerlendirilebilir.