ODTÜ Psikoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Başak Şahin Acar, çocukların gelişim süreçlerinde sınır kavramının önemine vurgu yaparak, ekran maruziyetinin yaşa ve aile tutumuna bağlı olarak farklı sonuçlar doğurabileceğini ifade etti. Doç. Dr. Acar, günlük yaşamda çocukların sıkça yaptığı alışkanlıkların beyin gelişiminde etkili olduğunu belirtti. Özellikle 4-5 aylık bir bebeğin ekran ile tanışmasının, 4-5 yaşına kadar ekrana maruz kalmaya göre daha hızlı bağımlılık geliştirebileceği konusunda uyardı. “Okul öncesi eğitim dönemi, yani 3 ila 6 yaş arası, genellikle televizyon ve mobil cihazlara bağımlılığın başladığı dönemi işaret ediyor,” dedi.
Acar, çocuklar için belirli ekran sürelerinin ayarlanmasının son derece önemli olduğunu söyledi. Günde maksimum 30 ila 45 dakikalık sürelerin sınırlandırılmasının, çocukların beyin yapısını olumlu yönde etkileyebileceğini sözlerine ekledi. Sınırsız ekran kullanımı, genç beyinlerde nöral bağlantıların gelişimini olumsuz yönde etkileyerek, çocukların gerçeklik algısını bozabilir. Sürekli olarak ekrana maruz kalan çocuklar, ekrandaki uyaranların altında kaybolarak, normallik duygularını yitirebilirler. Bunun sonucunda, ekran başında geçen süre arttıkça, çocukların bağımlı hale gelme olasılıkları da yükselmektedir.
Doç. Dr. Acar, ekran kullanımının aşırıya kaçmasının çocukların sosyal becerilerini olumsuz etkilediğini vurguladı. “Ekran başında geçirilen zamanın artması, sosyal etkileşimden uzaklaştırarak, çocuklarda anti sosyal davranışların artmasına neden olabilir,” dedi. Özellikle ekranı elinden alındığında çocukların agresifleşme eğiliminde olduğunu belirtti. “Bir gün tablet ya da telefon vermeden geçen zamanın ardından bile, çocuklar ekrana maruz kaldıklarında itiraz etme, ağlama ve karşı çıkma gibi davranışlar sergileyebilirler,” şeklinde konuştu. Acar, 0-3 yaş aralığında ekran maruziyetinin en az seviyeye indirilmesi gerektiğini, okul öncesi dönemde ise yaşa uygun sürelerle ve içeriklerle sınırlı tutulması gerektiğini kaydetti.
Çocukların siber zorbalıklara maruz kalma olasılığının arttığına da dikkat çeken Doç. Dr. Acar, sosyal medya kullanımının küçük yaşlarda yaygınlaşmasının tehlikelerini gündeme getirdi. “Sosyal medyada maruz kalınan ekran süresi, arkadaş grupları arasında siber zorbalığın ortaya çıkma olasılığını artırıyor,” dedi. Bu anlamda çevrimiçi okuryazarlığın önemine değinerek, eğitim müfredatlarına dahil edilmesi gerektiğini ifade etti. Çocuklara çevrimiçi ortamda nasıl hareket edecekleri, yabancı kişilerle hangi bilgilerin paylaşılmaması gerektiği ve uygun yazılı iletişim yöntemleri gibi konuların öğretilmesinin önemine vurgu yaptı.
Sonuç olarak, Doç. Dr. Başak Şahin Acar, çocukların gelişim süreçlerinde sınırların belirlenmesinin kritik olduğunu belirterek, ebeveynlerin dikkatli ve bilinçli davranmalarının, çocukların hem zihinsel hem de sosyal gelişimlerine olumlu katkı sağlayacağını ifade etti. Ekran süresi ile ilgili dengeli bir yaklaşım ve sağlıklı alışkanlıkların kazandırılması, çocukların huzurlu bir şekilde büyümesine yardımcı olacaktır.