23 Aralık 2024 Pazartesi
Türkiye’de organ nakli uygulamaları, Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre 2002 yılından 2023 Kasım ayına kadar önemli bir gelişim göstermiştir. Bu dönem içerisinde, toplamda 74 bin 704 organ nakli gerçekleştirilmiştir. Bu nakil işlemlerinin detaylarına bakıldığında, böbrek nakilleri ön plana çıkmaktadır. 52 bin 258 böbrek nakli gerçekleştirilirken, karaciğer nakilleri 20 bin 671, kalp nakilleri 1,210, akciğer nakilleri 320, pankreas nakilleri 198 ve ince bağırsak nakilleri ise 47 olarak kaydedilmiştir. Ayrıca, 2010 yılından 2023 Kasım ayına kadar 37 bin 666 kornea nakli gerçekleştirilmiştir. Tüm bu işlemler, organ nakli bekleyen binlerce hastanın hayatına yeniden umut katmıştır.
2023 yılı itibarıyla, Türkiye’de organ nakli bekleyen hasta sayıları da dikkat çekici boyutlardadır. Sağlık Bakanlığı verilerine göre, böbrek nakli bekleyen hasta sayısı 24 bin 449, karaciğer nakli bekleyen hasta sayısı 2 bin 600, kalp nakli bekleyen hasta sayısı 1,477, akciğer nakli bekleyen hasta sayısı 204, pankreas nakli bekleyen hasta sayısı 277 ve kornea nakli bekleyen hasta sayısı 4 bin 119’dur. Bu verilere göre, organ nakli bekleyen hastaların ihtiyaçları ve sayılarının her geçen gün arttığı görülmektedir.
Son yıllarda organ nakli süreçlerinde yaşanan düşüşün önemli bir nedeni, 2019 yılında ortaya çıkan koronavirüs pandemisi olmuştur. Akdeniz Üniversitesi Hastanesi, Türkiye’nin organ nakli konusunda önemli merkezlerinden biridir ve burada yapılan çalışmalar dikkat çekmektedir. Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Ömer Bayezid, organ bağışı oranlarının ciddi şekilde düştüğünü belirtmektedir. Kalp nakli bekleyen hastalar arasında canlıdan verici bulmanın zorluğu, kadavradan bağışın önemini artırmaktadır.
Prof. Dr. Bayezid, 1477 kalp nakli bekleyen hasta bulunduğunu, bunlardan 477’sinin Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nde kayıtlı olduğunu ifade etmektedir. Ancak, organ bağış oranlarının Covid-19 pandemisiyle birlikte düştüğünü vurgulayarak, “Covid-19 pandemisi çok olumsuz etkiledi. Beyin ölümü olan hastaların yakınlarının daha önceki yıllarda %36 oranında bağışı kabul ederken, bu oran Covid sonrası %19’a geriledi” demektedir. Bu düşüş, Türkiye’nin organ bağışı konusunda batı ülkeleri ile kıyaslandığında oldukça düşük bir seviyede olduğunu ortaya koymaktadır.
Örneğin, İspanya’da milyon başına donör sayısı 35 iken, Türkiye’de bu oran geçmişte 3-5 civarında kalmıştır. Bu da durumun ciddiyetini bir kez daha ortaya koymaktadır. Organ nakli, sadece hastaların yaşam kalitesi için değil, aynı zamanda ailelerinin ruhsal sağlığı açısından da büyük önem taşımaktadır. Mevcut bağış oranlarındaki düşüş, nakil bekleyen hastalar için ciddi bir risk oluşturmaktadır.
Türkiye’deki organ nakli süreçleri, sağlıklı bir toplum için kritik bir öneme sahiptir. Ancak, organ bağışı konusunda farkındalığın artırılması ve insanların bağış yapma konusunda bilgilendirilmesi gerekmektedir. Gelişmiş ülkelerdeki organ bağışı oranları ile Türkiye’deki oranlar arasındaki farkın kapatılması, hayat kurtarmak ve hastaların umutlarını yeşertmek adına oldukça önemlidir. Bu nedenle, organ nakli bekleyen hasta sayısındaki artışın önlenmesi ve bağışın teşvik edilmesi için etkin politikalar geliştirmek ve uygulanması önem arz etmektedir. Şüphesiz, bu konuda toplumun her kesimine büyük görevler düşmektedir.