23 Aralık 2024 Pazartesi
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Ednan Arslan, enerji politikaları üzerine önemli eleştirilerde bulundu. Yazılı açıklamasında, son 22 yıl içinde uygulanan özelleştirme politikalarının, halkın yükünü artırdığını ve bizzat vatandaşların vergileriyle yapılan yatırımların nereye gittiğini sorguladı. Arslan, Türkiye’de elektrik üretiminin büyük bir kısmının özel sektöre bırakıldığını, bu durumun halkın ekonomik açıdan zor durumda kalmasına yol açtığını belirtti. “Hükümet, vatandaşa ait olan vergileri kendi menfaatleri için kullanmaktan çekinmedi. Seçim dönemlerinde uygulanan ekonominin, şimdi vatandaşı zorlamaktadir” diyerek mevcut durumun adaletsizliğine dikkat çekti.
Arslan, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in IMF benzeri politikalar uyguladığını ifade etti. Bütçedeki sıkılaşmaya dikkat çekerek, 2022 yılında getirilen kademeli tarifeye ek olarak yeni uygulamaların geleceğini belirtti. Özellikle elektrik ve doğalgaz faturalarındaki sübvansiyon iddialarının geçerliliğini sorgulayan Arslan, bu sübvansiyonların miktarının yanıltıcı olduğunu iddia etti. “Bin liralık bir fatura üzerinden yapılan sübvansiyonun aslında ne kadar olduğunu açıklamaları gerekiyor” dedi.
Ayrıca, sübvansiyonların hangi kaynaklardan, kimlere yapıldığının şeffaf bir şekilde açıklanması gerektiğinin altını çizen Arslan, Elektrik Piyasa İşletme A.Ş. tarafında oluşturulan enerji bedelinin hesap metodunun daha iyi anlatılması gerektiğini savundu. Özellikle 240 kWh’lik tarifelerde yapılacak olan zam oranlarının, kamuoyunu tatmin edecek bir şekilde sunulması gerektiğine vurgu yaptı. “Bu ramak kala kış kapıda. Hükümetin önümüzdeki dönemde talep ettiği zam oranları ne olacak?” diyerek yaklaşan kış dönemi öncesi enerji fiyatlarının artırılacağına işaret etti.
Bu bağlamda, doğalgaz faturaları için de sübvansiyon ile ilgili bazı çelişkilerin mevcut olduğunu belirtti. Arslan, BOTAŞ’ın doğalgazı dağıtım şirketlerine 5.63 TL’den sattığını ancak, dolaylı yollardan konut tüketicilerine bu bedelin daha yüksek faturalara yansıdığını ifade etti. Hükümetin desteklediği miktarın gerçekte 1000 TL’lik faturanın 600 TL’si değil, yaklaşık 250 TL civarında olduğunu söyledi.
Arslan, yüksek elektrik faturalarının, vatandaşın cebinden çıkarken dağıtım şirketlerinin kazandığını vurguladı. Örneğin, elektrik faturalarının yüzde 66’sının dağıtım şirketlerine gittiğinin altını çizdi. “650 liralık faturanın 660 lirası dağıtım şirketlerine, 240 lirası enerji bedeli olarak ve geri kalan miktar da vergiye gidiyor” diyerek mevcut durumu eleştirdi. Hükümetin uygulamaları neticesinde vatandaşların ekonomik olarak kaybettiği ve sadece şirketlerin kazanç elde ettiğini savundu.
Son olarak, enerji yoksulluğunun ciddi bir sorun haline geldiğini belirten Arslan, enerji yardımı alan hane sayısının 4.5 milyona ulaştığını ifade ederek, bu durumun halkın ekonomik durumunu gözler önüne serdiğini dile getirdi. “Sübvansiyonların vatandaşa değil, dağıtım şirketlerinin kasasına yapıldığı gerçeği herkes tarafından anlaşılmalıdır” diyerek yazılı açıklamasını sonlandırdı.