22 Aralık 2024 Pazar
Son günlerde piyasada bu minerallerin yüksek frekanslı birleştirilmesiyle üretildiği iddia edilen damlalar dikkat çekmektedir. Bu damlalar, bebekler dahi dahil olmak üzere geniş bir kullanıcı kitlesine hitap ettiği öne sürülerek pazarlanmaktadır. Duyurulmasına göre göz damlası üveit, keratokonus, miyop astigmat ve glokom gibi ciddi göz hastalıklarını tedavi edebileceği iddialarını taşırken; kulak damlasının ise çınlama, vertigo ve işitme kaybı gibi rahatsızlıkları gidereceği belirtilmektedir. T.Y. adlı kişi, bu damlaların çoğunlukla askeri personel tarafından kullanıldığını ve 30’dan fazla hasta üzerinde denendiğini ifade etmiştir.
Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Gökhan Deda, bu damlaların tek başına tüm göz hastalıklarını tedavi etme kapasitesine sahip olamayacağını vurguladı. Özellikle ilk kullanımda yüzde 20’lik bir iyileşme oranının mümkün olmadığının altını çizen Deda, “Sadece damla ile göz hastalıklarının tamamının tedavi edilmesi mümkün değildir. Tıp, çok yönlü bir değerlendirme gerektiren bir disiplindir. Her hastanın durumuna göre farklı tedavi yöntemleri uygulamak gerekmektedir.” dedi. Deda, ilaçların yıllar süren araştırmalar, deneyler ve klinik çalışmalardan sonra kullanılmaya başlandığını hatırlatarak, Sağlık Bakanlığı tarafından onaylanmamış ürünlerin sağlık açısından risk taşıdığını belirtti. İlk kullanımda bu kadar yüksek bir iyileşme olasılığı olsa idi, birçok hastalığın şu anda tedavi edilmiş olacağını vurguladı.
Deda, dikkat edilmesi gereken bir başka noktanın da doktor kontrolü olmadan ilaç kullanımının tehlikesi olduğunu dile getirdi. “İyi niyetle insanların bir çözüm arayışında bulunduklarında, dikkat etmeden bu tür ilaçları kullanmaları telafisi mümkün olmayan sonuçlarla karşılaşmalarına neden olabilir.” şeklinde konuştu. Muayene esnasında kullanılan ilaçların içerikleri ve dozları hakkında bilgi sahibi olmanın önemine dikkat çekti. Deda, “Eğer gerçekten güvenli olsalardı, Sağlık Bakanlığı tarafından sertifikalandırılırdı.” diyerek halkı dikkatli olmaya çağırdı.
Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Erkan Vuralkan da konuya değinerek, damlaların hastalıklara etkisinin sınırlı olduğunu ifade etti. “Orta kulağa kadar gitmeyecek olan bir damlanın kana karışması ve etkili olması mümkün değil.” diyen Vuralkan, sadece bir damlayla birçok sağlık probleminin çözülemeyeceğinin altını çizdi. İşitme kayıplarının farklı etkenleri olabileceğini ve bu nedenle birden fazla tedavi seçeneği gerektiğini belirtti. Vuralkan, Sağlık Bakanlığı’nın ilaçlar için belirlediği standartların ihlal edilmesi durumlarında yeni bir molekülün direkt olarak ilaç olarak sunulmasının engelleneceğini vurguladı.
Daha fazla dikkat edilmesi gerekenlerin farkında olan Vuralkan, damla kullanımının güvenli olup olmadığını belirlemenin önemini ifade etti. “İlaçların yan etkilerini ve tedavi yöntemlerini hekimler olarak biz belirli bir sürede öğreniyoruz.” diyen Vuralkan, “Her muayenede bu ilaçların yan etkilerini bilerek reçete ediyoruz ve bunun sonucu ne olacağını biliyoruz.” şeklinde konuştu. Uygun koşullarda kullanılmayan damlaların sonuçları hakkında herhangi bir güvence vermenin tehlikeli olduğunu, her durumda hekim kontrolünün sağlanması gerektiğini belirtti. Hem Deda hem de Vuralkan, ilaç kullanımında doktor tavsiyelerinin önemine dikkat çekerek bu tür ürünlerin yanlış kullanımının son derece riskli olabileceğini vurguladılar. Bu durum, halkın sağlık konularında daha dikkatli ve bilinçli davranmasını gerektiriyor.