22 Aralık 2024 Pazar
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Nurettin Arslan’ın başkanlığında, yurt içinden ve yurt dışından 25 kişilik bir ekiple yürütülen kazı çalışmaları, Yunan şehir devletlerinin en güzel örneklerinden biri olan 7 bin yıllık Assos Ören Yeri’nde devam ediyor. Yunan filozoflarından Aristoteles ve Platon’un öğrencilerinin burada faaliyette bulunmuş olmaları, bölgenin tarihi önemini artırıyor. Çalışmalar sırasında, kentin çöplük alanından çıkarılan 1700 yıllık lazımlıklar, arkeolojik buluntular açısından büyük bir öneme sahip.
Prof. Dr. Nurettin Arslan, Assos’taki kazı çalışmaları hakkında bilgi verirken, buluntuların nereden geldiğine dair önemli noktaları da paylaştı. “Nymphaeum” adını verdikleri yapının, Agora’nın doğusunda yer aldığını belirten Arslan, bu yapının üst teraslarında ev alanlarının bulunduğunu ifade etti. Ayrıca, bu alandaki boş alanların, evlerindeki atıkların atıldığı bir çöplük alanı olarak kullanıldığını vurguladı. Bünyesinde pek çok çanak çömlek ve diğer atıklara ev sahipliği yapan bu çöplük, arkeolojik açıdan büyük bir veri kaynağı sunuyor.
Assos’ta yürütülen bu kazı çalışmalarında, evlerde kullanılan ve lazımlık adı verilen pişmiş topraktan yapılmış seramik kapların büyük bir kısmının günümüz için hala kullanılabilir durumda olduğunu belirten Prof. Arslan, her yıl bu alandan çok sayıda buluntunun değerlendirildiğini ve restore edilerek tekrar kazı alanına kazandırıldığını dile getirdi. Bu durum, yakından takip edilen bir süreç olup, her yıl yeni buluntu gruplarının ortaya çıkmasını sağlıyor.
Arslan, çöplerin günlük yaşamın arkeolojik açıdan aydınlatılmasında önemli veriler sunduğuna dikkat çekerek, her yıl yeni buluntuların değerlendirildiğini ve bunların restorasyon, onarım, tanımlama ve tarihleme işlemlerinin yapıldığını aktardı. Elde edilen buluntuların genellikle kırık olduğu ve bu nedenle çöpe atıldığını belirten Arslan, sistemli çalışma yöntemleri sayesinde, bu kırık parçaların en küçük detaylarına kadar toplayarak, eserlerin restorasyon işlemlerinin gerçekleştirilmesine olanak tanıdıklarını ekledi.
Elde edilen buluntuların istatistiğini yapmanın yanı sıra, parçaların bir araya getirilmesi işlemlerinin de önemli bir aşama olduğunu ifade eden Arslan, bu süreçle birlikte hangi kaplardan ne kadar bulunduğunun ortaya konduğunu vurguladı. Kazı alanındaki çöplüğün genellikle M.Ö. 2-4. yüzyıllara ait olduğunu söyleyen Arslan, bu kapların Geç Roma Dönemi’ne bağlı olduğunu ve yaklaşık 1700 yıl önce kullanıldığını tahmin ettiklerini sözlerine ekledi.
Sonuç olarak, Assos Ören Yeri’nde yapılan kazı çalışmaları, hem arkeolojik buluntularla dolu hem de tarihi geçmişi aydınlatma noktasında büyük bir öneme sahip. Prof. Dr. Nurettin Arslan’ın liderliğindeki ekip, bu dönem hakkında daha fazla bilgi edinmek için çalışmalarını sürdürüyor ve geçmişin sırlarını çözmeye devam ediyor.