22 Ekim 2025 Çarşamba
CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması, partinin destekçileri arasında büyük bir huzursuzluğa yol açtı. Bu tutuklama, farklı toplumsal kesimlerin ve siyasi partilerin tepkisini çekti. CHP, bu duruma karşı duruş sergilemek amacıyla mitingler düzenlemeye başladı. “Millet iradesine sahip çıkıyor” sloganıyla yapılan bu etkinliklerin İstanbul’daki ilk adresi, Şişli oldu. Ardından Beylikdüzü, Başakşehir, Beyazıt Meydanı, Silivri, Pendik, Esenler, Gaziosmanpaşa, Avcılar, Sancaktepe, Bakırköy, Şile, Tuzla, Bayrampaşa, Üsküdar, Beyoğlu, Zeytinburnu, Kadıköy, Bahçelievler, Küçükçekmece, Şişli ve Sarıyer gibi ilçelerde de gerçekleştirildi.
Bir sonraki miting, 22 Ekim Çarşamba günü Arnavutköy’deki Cumhuriyet Meydanı’nda saat 19:30’da yapılacak. Bu buluşmada, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik’in başta olmak üzere parti üyeleri, destekçileri ve Ekrem İmamoğlu’nun dostları yer alacak. Özgür Çelik, sosyal medya üzerinden yaptığı duyuruda, “İrademiz ve geleceğimiz için mücadele ediyoruz. Genel Başkanımız Özgür Özel öncülüğünde, Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu ve tüm yol arkadaşlarımıza özgürlük demek için buluşuyoruz” ifadelerini kullandı. Bu ifadeler, hem parti içindeki birlik ve dayanışmanın, hem de halkın iradesine sahip çıkma çağrısının bir göstergesi oldu.
Mitingler, İstanbul’un farklı noktalarında toplanan kalabalıklar tarafından büyük bir coşkuyla karşılandı. Partinin destekçileri, özellikle Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasından sonra daha fazla kenetlendi. Etkinliklerde, katılımcılar sloganlar atarak ve pankartlar açarak desteklerini ifade ettiler. Bu durum, CHP’nin ve İmamoğlu’nun liderliğinin hala güçlü bir şekilde halkta karşılık bulduğunu gösteriyor. Ayrıca, mitinglere katılanların sık sık kullandığı “Özgürlük” teması, bu etkinliklerin ana motivasyonunu oluşturdu.
CHP yönetimi, bu süreçte iktidara karşı duruş sergileyerek, “ Millet iradesine sahip çıkma” vurgusunu sürekli kıldı. Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından, halkın katılım gösterdiği bu mitingler, demokrasinin ve özgürlüklerin savunucusu olduklarını bir kez daha gösterdi. İnsanlar, bu toplantılarda sadece parti liderlerini değil, aynı zamanda kendilerini ve geleceklerini temsil eden bir mücadele sergilediklerini hissettiler. Bu durum, CHP için önemli bir güç kaynağı oldu ve organizasyonun moral kaynağını artırdı.
Gelecek süreçte, CHP’nin bu tür buluşmalarına olan ilgi artarken, Ekrem İmamoğlu ve partisinin tutumuna yönelik destek de devam edecek gibi görünüyor. Özellikle 22 Ekim’deki miting, bu bağlamda daha da önemli bir yere sahip olacak. Hem partinin geleceği, hem de Türkiye’nin siyasi atmosferi açısından dikkatle takip edilmesi gereken bir döneme giriliyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik yürütülen kapsamlı bir soruşturma, dikkatleri üzerine çekmeyi sürdürüyor. Bu sürecin bir parçası olarak, aralarında belediye meclis üyeleri ve İBB çalışanlarının bulunduğu 200’ün üzerinde kişi, savcılık talimatıyla ifadeye çağrıldı. Soruşturma, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülüyor ve birçok İBB çalışanı ile yöneticisinin ifadesine başvurulması, durumu daha da ciddileştiriyor.
Bu sabah, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’ne gelen 22 kişi, avukatlarıyla birlikte ifade vermeye başladı. İfade vermek üzere çağrılan bu kişilerin, İBB İştirakler yöneticileri, memurlar ve bürokratlar arasında olduğu biliniyor. Soruşturmanın kapsamı ve nedenleri hakkında henüz resmi bir açıklama yapılmadığı için kamuoyunda merak ve spekülasyonlar artmış durumda.
İBB’ye yönelik bu soruşturma, İstanbul’da yürütülen birçok kamu hizmeti ve projeyle doğrudan bağlantılı olabileceği düşünülen çeşitli mali işlemleri incelemektedir. Bu kapsamda, ifadeye çağrılan kişilerin sorgularında, belediyenin finansal yönetimi, harcama kalemleri ve projelerin uygulanması gibi konuların ele alınması bekleniyor. Ayrıca, söz konusu kişilerin ifadeleri, İBB’nin şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkelerine uygunluğunu değerlendirmek açısından önemli bir rol oynayacak.
Emniyet Müdürlüğü’nde gerçekleştirilen sorgulama süreci, aynı zamanda kamuoyundaki endişeleri gidermeye yönelik bir adım olarak da değerlendirilebilir. Soruşturmanın sonucunda elde edilecek bulgular, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde yaşanan olayların ve süreçlerin daha iyi anlaşılmasına katkı sağlayabilir. Kamu hizmetlerinin işleyişi açısından bu tür soruşturmalar, belediyenin faaliyetlerine duyulan güveni artırma amaçlı da yapılmaktadır.
Öte yandan, söz konusu süreç, İBB’nin yürüttüğü projelerin durumu üzerinde de etkili olabileceği düşünülmektedir. İBB’nin yaptığı açıklamalara göre, bu tür olaylar, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleri doğrultusunda değerlendirilmektedir. Çünkü belediyenin topluma sunduğu hizmetlerin etkin bir biçimde devam etmesi, kamu güveninin sağlanması açısından kritik bir öneme sahiptir.
Sonuç olarak, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik başlatılan bu soruşturma, sadece bir belediyeyi değil, aynı zamanda İstanbul’un yönetim anlayışını da sorgulayan bir durum ortaya koymaktadır. İBB’nin normal işleyişi için kritik olan bu sürecin nasıl sonuçlanacağı ve ortaya çıkacak bulgular, ilerleyen günlerde İstanbul’da büyük bir merakla takip edilecektir. İlgili tüm tarafların, bu süreci sağlıklı bir şekilde yürütmesi ve kamuoyunu bilgilendirmesi, Şehir yönetiminin doğru ve şeffaf bir şekilde işlemesi açısından önemlidir.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından düzenlenen özel yayına katılarak, Türkiye’nin 5G teknolojisine geçiş süreci hakkında önemli bilgiler paylaştı. Uraloğlu, 5G ile günlük kullanımda 10 kat hız artışının mümkün olacağını vurgulayarak, “Bizim esas hedefimiz makineler arasındaki haberleşmeyi sağlamak, görüntü aktarmayı hızlandırmak ve uzaktan ameliyat gibi uygulamaları daha verimli hale getirebilmek.” ifadelerini kullandı. Bunun yanı sıra, akıllı ulaşım sistemlerini Türkiye genelinde hayata geçirme hedefine de dikkat çekti.
Bakan Uraloğlu, Hasdal-İstanbul Havalimanı arasındaki 40 kilometrelik bir alanda 5G ile akıllı ulaşım sistemlerinin deneneceğini duyurdu. Bu çalışmalar kapsamında sensörlerin yerleştirildiği ve uygulamanın muhtemelen gelecek ay hayata geçirileceğini belirtti. Uraloğlu, söz konusu sistemin kazaların önceden tespit edilip sürücüleri uyaracağını ifade etti.
Bakan, 5G ihalesine yönelik çalışmalarda büyük bir çaba sarf edildiklerini ve ihale sürecinin yarın gerçekleşeceğini açıkladı. “Nisan 2026’nın başında ilk sinyalleri almaya başlayacağız” ifadesini kullanan Uraloğlu, önceden İstanbul Havalimanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve çeşitli stadyumlarda yapılan denemelerin önemine değindi. Bu çerçevede toplam 41 alanda deneme izinleri verilmiş olduğunu belirtti.
Türkiye’deki mobil abone sayısının yaklaşık 96 milyon olduğunu belirten Uraloğlu, bu abonelerin yaklaşık 11 milyonunun makineler arası iletişim sağladığını söyledi. Ayrıca, 85 milyon telefon kullanıcısının bulunduğunu ifade eden Uraloğlu, 22 milyon abonenin yani dörtte birinin 5G uyumlu telefon sahibi olduğunu belirtti. “Bu telefonların değişimi, 5G’ye geçiş sürecinde daha da hızlanacak.” dedi. Uraloğlu, operatörlerin 5G uyumlu cihazlara yönelik kampanyalar düzenleyeceklerini ve bu konuda devletin destek sağlayacağını da ekledi.
Uraloğlu, yeni baz istasyonlarının kurulması gerektiğine ve bununla kapsama alanının genişleyeceğine dikkat çekti. Özellikle pandemiyle birlikte uzaktan çalışma alışkanlıklarının artmasıyla internet erişim taleplerinin arttığını kaydetti. Uraloğlu, 5G teknolojisinin bu tür taleplere cevap verme potansiyeline sahip olduğunu vurguladı. Uraloğlu, ayrıca 5G’nin siber güvenlik konusunu da gündeme getirdi ve Türkiye’nin siber alandaki gelişmeleri ile uluslararası kriterlere uygun olarak başarı sağladığını belirtti.
Bakan Uraloğlu, 2029’da sona erecek 2G ve 3G sözleşmelerinin 5G ihalesiyle uzatılacağını açıkladı. 6G teknoloji çalışmalarının da başlamış olduğunu vurgulayan Uraloğlu, Türkiye’nin bu alandaki gelişmeleri takip ettiğini sözlerine ekledi.
Son olarak, 5G teknolojisinin kişisel hayatına etkilerini değerlendiren Uraloğlu, bu teknolojinin iş süreçlerini önemli ölçüde kolaylaştıracağını ifade etti. Uraloğlu, “Bazen yolda olan bir durumu bilmekte gecikiyoruz ama 5G ile bu durumlardan anında haberdar olacağız.” dedi. Ayrıca, 5G ile birlikte statlarda maç izleme keyfinin de farklı bir boyuta taşınacağını belirtti.
“`html
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 20 Ekim 2025 tarihinde tamamlanan ve 200 şüpheliyi kapsayan suç örgütü iddianamesinde önemli bir gelişme yaşandı. İddianamede, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, rüşvet almakla suçlandı. İddianamede belirtilen bilgilere göre, Karalar’ın ihaleyle ilgili hak ediş ödemelerini düzenli yapma karşılığında rüşvet aldığı öne sürülüyor.
Rüşvet verdiği iddia edilen temizlik firmasının sahibi Baki N., ifadesinde çarpıcı detaylar paylaştı. Seyhan Belediyesi’nden ihale aldıkları dönemde hak ediş ödemelerini almakta zorluk yaşadıklarını belirten Baki N., “Zeydan Karalar, düzenli ödeme alabilmemiz için her ay belli bir miktarın kendilerine ödenmesi gerektiğini söyledi” şeklinde konuştu. Baki N., bu süreci temizlik işleri müdürü Özcan Z. ile yürütmeleri gerektiğini ifade ederek, teklifini kabul etmemeleri halinde ödemelerin gecikeceğini bildiklerini aktardı. Bu nedenle rüşvet vermek zorunda kaldıklarını kaydeden Baki N., toplamda 11 farklı tarihte 4 milyon 500 bin TL’nin belediye yöneticisi aracılığıyla elden teslim edildiğini iddia etti.
Savcılık, yalnızca Baki N.’nin ifadesine değil, aynı zamanda şüpheli şahısların iletişim ve hareket kayıtlarına odaklandı. HTS ve baz sinyali analizleri, rüşvetin teslim şekline dair kritik detayları ortaya çıkardı. İddianamede belirtilen bilgilere göre, rüşvet paraları Hamit Ü. ve Adnan Tan D. isimli kişilerin hesabına havale edildi. Bu paralardan sonra çekilen meblağlar, Tekin S. adlı şüpheliye transfer edildi ve Tekin S. tarafından Özcan Z.’ye teslim edildi. Savcılık, şüphelilerin GSM hatlarının irtibat ve baz analizlerini incelediğinde, Özcan Z.’nin bazı rüşvet teslimatları için günübirlik İstanbul’a geldiğini ve parayı aldıktan hemen sonra Adana’ya döndüğünü belirledi.
İddianamede Zeydan Karalar’a da yer verildiği öğrenildi. Karalar, hakkındaki tüm suçlamaları reddetti ve temizlik firması sahibi Baki N. ile Seyhan Belediye Başkanı olduktan sonra yalnızca bir kez görüştüğünü öne sürdü. Karalar, ne Seyhan ne de Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde kimseden rüşvet almadığını belirterek, yapılan ödeme gecikmelerinin ihalenin kanuni süreçlerinden kaynaklandığını savundu.
Savcılığın yürüttüğü soruşturma ve iddianame üzerindeki tartışmalar sürerken, olay Adana’daki siyasi dengeleri etkileyecek potansiyeli barındırıyor. Zeydan Karalar, suçlamalarla ilgili olarak savcılığa başvurarak kendisini savunmayı planladığını belirtirken, rüşvet suçlamalarının belediyelerin iç işleyişine dair kaygıları da beraberinde getirdiği gözleniyor.
“`
AK Parti Bergama İlçe Başkanı Hasan Şahin, Bergama Belediye Başkanı Tanju Çelik’in belediye meclisi toplantısında yaptığı “SGK bize personel maaşlarını ödemeyin, parayı bize gönderin diye yazı gönderdi” ifadesinin gerçeği yansıtmadığını belirterek ciddi bir tepki gösterdi. Şahin, bu tür açıklamaların kamuoyunu yanıltabileceği ve kurumsal itibarları zedeleyebileceği konusunda uyarıda bulundu.
Belediye Meclisi toplantısında, CHP’li Bergama Belediye Başkanı Tanju Çelik’in bu sözleri, toplantıya katılan diğer partilerden de dikkat çekici tepkiler aldı. Çelik, SGK’nın kendilerine doğrudan maaş ödememelerini talep ettiğini öne sürerek, bu durumun belediyenin mali durumu açısından ciddi bir sorun teşkil ettiğini ifade etti. Ancak, AK Parti cephesinden yapılan yanıt, meclis toplantısında gündemden düşmedi ve siyasi gerilimleri artırdı.
AK Parti İlçe Başkanı Hasan Şahin, İzmir SGK İl Bölge Müdürü Hidayet Baydilli ile yaptığı telefon görüşmesine atıfta bulunarak, “Sayın Belediye Başkanımızın mecliste yaptığı açıklamayı bizzat ben de dinledim. Ancak SGK İl Müdürümüzle görüştüm. Kendisi bana ‘Biz kesinlikle böyle bir yazı yazmadık, yazmayız da. Personel maaşlarına karışmak bizim görev alanımıza girmez’ dedi. Dolayısıyla bu açıklama gerçek dışıdır. Kurumlarımızın bu şekilde yıpratılması doğru değildir” dedi. Bu sözleri, hem SGK’nın hem de yerel yönetimlerin itibarı açısından önemli bir çıkış olarak değerlendirildi.
Şahin, bu olayın sadece bir tartışmadan öte, hizmet anlayışını olumsuz etkileyen bir durum olduğunu da vurguladı. “Bizler Bergama’nın menfaatine olan her çalışmanın yanındayız” diyen Şahin, AK Parti grubu olarak belediyenin SGK borçlarına karşılık taşınmaz satışına ilişkin teklifine olumlu oy verdiklerini hatırlatarak, “Siyasi çıkarlar uğruna devlet kurumlarını karalamak, kamu vicdanında da doğru bir yaklaşım değildir. Bizim derdimiz hizmettir, kavgayla Bergama’ya bir yarar sağlanmaz” ifadelerini kullandı. Bu açıklamalar, Bergama’daki siyasi gerilimin daha da derinleşmesine neden olabileceği düşünülmektedir.
Bu durum, yerel siyaset arenasında dikkat çeken bir gelişme olarak öne çıkarken, farklı siyasi görüşler arasında artan gerilimi de yansıtmaktadır. Siyasi partilerin ve özellikle yerel yönetimlerin kamu kurumlarının işleyişine dair yaptıkları açıklamalar, toplumsal algıyı önemli ölçüde etkileyebileceğinden, mümkün olduğunca dikkatli yürütülmelidir.
Söz konusu olay, hem Bergama’da hem de İzmir’in genelinde siyasetin doğasına ve nasıl sürdüğüne dair tartışmalara neden olurken, vatandaşlar açısından da ne tür sonuçlar doğuracağı merakla beklenmektedir. Bergama’nın geleceği, yerel yönetimlerdeki bu tür tutum ve tavırlara bağlı olarak şekillenecektir.
Son Dakika › Politika › AK Parti İlçe Başkanı Hasan Şahin’den Tanju Çelik’in Açıklamalarına Tepki – Son Dakika