ÖNCÜŞEHİR – Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) 21. Olağan Kurultayı, birçok tartışmayı ve tepkiyi beraberinde getirdi. Bu kurultaya yönelik en dikkat çekici eleştirilerden biri, eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın kızı Aslı Baykal tarafından yapıldı. Aslı Baykal, babası Deniz Baykal’ın isminin kurultayda anılmaması konusundaki rahatsızlığını belirten oldukça sert ifadeler kullandı.
Aslı Baykal’ın paylaşımında yer alan ifadeler ise durumu ortaya koyuyor. “Darbe ile kapatılmış CHP’nin 2. kez açılmasını sağlayan ve miras bıraktığı siyaset şeklini artık bitirmek üzere oldukları CHP genel başkanı Deniz Baykal’ın ismini kurultayda anamayanlar kadar buna sessiz kalan delegeler ve tüm partililer de siyaseten bitmiştir” diyerek ilk sözlerini sarf etti. Bu cümle, geçmişte yaşanan siyasi olayların hatırlatılmasıyla birlikte, CHP’nin tarihine vurgu yapıyor.
Aslı Baykal, konuşmasında partinin içinde bulunduğu durumu eleştirerek, “Yönetime karşı sesini çıkaramayan, aday yapılma umudu ile bekleşen bir topluluk kalmıştır geriye yalnızca” ifadelerine yer verdi. Bu durum, delegelerin ve partililerin kolektif bir irade ortaya koyamamaları anlamına geliyor. Baykal, topluluğun yalnızca bir bekleyiş içinde olduğunu ve herhangi bir eleştiri ya da alternatif bir öneri getiremediklerini belirtiyor. Böylece, mevcut siyasi atmosferin pasifleştiğine dikkat çekmiş oluyor.
Aslı Baykal, politikayı yalnızca çıkar uğruna yapan bir zihniyetin hakim olduğunu iddia ederek, “Siyaseti topluma hizmet, veya ideoloji değil çıkar için yaptıklarının ve partilerinde doğru-yanlış hakkında ses çıkarabilecek herhangi bir düzeyde herhangi bir eleman kalmadığının göstergesidir” dedi. Bu ifade, CHP içindeki eleştirilerin ve alternatif seslerin susturulduğu, ideallerden uzaklaşıldığı anlamına geliyor. Baykal, bu durumun partinin geleceği açısından ciddi bir tehdit olduğunu vurgulamakta.
Ayrıca, “Cunta yönetimini bile aşmışlar, çıt çıkaramaz hale düşmüşler” diyerek, CHP yönetiminin içindeki suskunluğun ve pasifliğin tehlikeli boyutlara ulaştığını belirtiyor. Bu noktada, Bahkal, siyasi iktidarın ve yönetimin eleştirilebilmesi gerektiğine dair güçlü bir mesaj veriyor. Partinin kendi üyeleri arasında bir muhalefet veya eleştiri kültürünün oluşmadığını bariz bir şekilde ifade etmekte.
Son olarak, “Yöneticiler tarihin akışını değiştiriyor, ses yok partililerden, alkış var, daha ne diyelim?” diyerek, CHP içindeki durumu eleştirmeye devam ediyor. Bu cümle, partinin yalnızca yöneticilerin egemenliği altına girdiğini ve bu süreçte sadece alkışlayan bir kitle oluştuğuna dikkat çekiyor. Aslı Baykal’ın bu sözleri, partinin içindeki demokrasi anlayışının sorgulanmasına neden oluyor.
Özetle, Aslı Baykal’ın tepkileri, CHP içerisinde yaşanan sessizlik ve eleştiri yoksunluğu hakkında önemli bir ışık tutmakta. Bu durum, hem delegelerin hem de partililerin siyasal bilinçlerinin sorgulamasını gerektiren bir konudur ve gelecekte partinin sürdürülebilirliği açısından önemli bir sorun olarak öne çıkmaktadır.