Gebze’de Hayvan Katliamı: Yasalar Aşılabilir Mi?

0

BEĞENDİM

0

Son günlerde Türkiye genelinde tartışmalara yol açan ve kamuoyunda “Katliam Yasası” olarak bilinen yeni hayvan hakları düzenlemeleri sonrası, çeşitli illerden hayvan katliamı vakaları gelmeye devam ediyor. Bu kapsamda, Kocaeli ilinin Gebze ilçesindeki AKP yönetimindeki Gebze Belediyesi’ne ait Sokak Hayvanları Geçici Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi’nde meydana gelen bir olay, infiali artırdı. Yerel medya kuruluşu Kocaeli Gündem’in haberine göre, bu merkezde toplamda 43 hayvan, aralarında yavru kedilerin ve köpeklerin de bulunduğu bir grup, ilaç yardımıyla yaşamlarına son verildi. Bu durum, hayvan hakları savunucuları tarafından ciddi bir itirazla karşılanmış durumda.

Bianet tarafından yapılan habere göre, olayın meydana geldiği sıralarda barınağa gelen yaşam hakkı savunucuları, Gebze Belediyesi çalışanlarının, yeni hayvan yasası çerçevesinde hayvanları öldürdüklerini iddia ettiklerini belirttiler. Bu bilgiler ışığında, yaşam hakkı savunucularından biri, toplamda 30 köpek ve 13 kedinin “Keta-Control” isimli bir ilaçla öldürüldüğünü öne sürdü. Hayvanlar üzerindeki bu katliam, toplumsal duyarlılığın artmasına neden oldu. Ancak, Gebze Belediyesi tarafından yapılan açıklamada, olaydan haberdar olmadıkları yönünde bir ifade kullanıldı. Bu durum, kamuoyunda daha fazla tartışma yaratmaya başladı.

Hayvanların öldürülmesinin yanı sıra, katliamın boyutları da dikkat çekici. Barınağın önünde bulunan çöp konteynerinde, onlarca sokak köpeğinin ölü halde çöp torbalarına konmuş olarak bulunduğu bildirildi. Yaşam hakkı savunucuları, bu ölü hayvanları çıkararak katliamın boyutlarını kamuoyuna aktardılar. Barınak yetkilileri ise, hayvan hakları savunucularının tepkisinden kaçmayı tercih ettiler. Bu durum, hayvan hakları savunucuları ve yerel yönetim arasındaki gerilimi daha da artırmış gözüküyor.

Kamuoyunda büyük bir tepkiye yol açan bu olay, sadece Gebze ile sınırlı kalmamış ve Türkiye’nin farklı bölgelerinde de benzeri vakalar yaşanmaya devam etmiştir. Hayvanlara yönelik bu tür muamelelerin, yasaların uygulanma biçimi ile doğrudan bir ilişkisi olduğu ve bu durumun hayvan hakları açısından karanlık bir tablo ortaya çıkardığı ifade edilmektedir. Hayvan hakları savunucuları, söz konusu yasa ve uygulamalarla etkin bir şekilde mücadele edebilmek için kamuoyunun desteğini toplamaya çalışmaktadırlar.

Ayrıca, bu tür olayların önüne geçilmesi adına kamuoyunun bilgilendirilmesi ve bilinç artırma faaliyetlerinin önemine dikkat çekmektedirler. Sahipsiz hayvanların korunması, sağlıklarının gözetilmesi ve yaşam hakkının tanınması açısından, yerel yönetimlerin bu alandaki sorumluluklarının artması gerektiği vurgu yapılmaktadır. Bu bağlamda, devletin ve yerel yönetimlerin hayvanların yaşam haklarını güvence altına alan önlemleri almaları gerektiği de sıkça dile getirilmektedir.

Sonuç olarak, hayvan hakları meselesinin daha geniş çaplı bir tartışma alanı haline gelmesi gerektiği ve toplumsal duyarlılığın artırılmasının önemi açıkça ortadadır. Geçtiğimiz günlerde yaşanan bu vahim olay, aynı zamanda toplumsal bir değişimin gerekliliğini de gözler önüne sermektedir. Hayvanların yaşamlarının korunması adına alınacak tedbirlerin artırılması ve farkındalığın artırılması, toplumsal olarak hepimizin sorumluluğudur.