İsrail, Gazze Şeridi’nde yaklaşık bir yıldır süregelen bir çatışma süreci içerisinde sivilleri hedef almaya devam ediyor. Bu süre zarfında gerçekleştirilen yoğun bombardımanlar, bölgede büyük bir yıkıma yol açarak milyonlarca insanın yerinden edilmesine sebep oldu. Bu süreçten etkilenen siviller arasında binlerce kişi hayatını kaybederken, her geçen gün artan sayılar bilançosunun daha da kötüleştiği gözlemleniyor. Filistin Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı açıklamalar, olayların boyutunu gözler önüne seriyor.
Son 24 saat içerisinde İsrail ordusunun düzenlediği üç ayrı saldırıda, 45 Filistinli yaşamını yitirirken, 256 kişinin de yaralandığı bildirildi. Bu rakamlar, çatışmanın ne denli yıkıcı ve acımasız olduğunu göstermektedir. Halihazırda, Gazze Şeridi’nde 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana süregelen saldırıların toplam bilançosu da açıklandı. Yapılan açıklamada, can kaybının 41 bin 870’e ulaştığı, toplam yaralı sayısının ise 97 bin 166 olarak kaydedildiği belirtildi.
Çatışmaların artmasıyla birlikte, bölgedeki insani kriz derinleşiyor. Saldırılar sonucunda evlerini kaybeden birçok aile, barınma, gıda ve sağlık hizmetleri gibi temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorluk çekiyor. Gazze’deki sağlık sisteminin zaten uzun süredir zor bir dönemden geçtiği göz önünde bulundurulduğunda, bu sürecin daha da ağır yükler getireceği endişeleri artıyor. Saldırılar sonucu hastanelerin doluluğu ve tıbbi malzeme eksikliği gibi sorunlar giderek daha önemli hale gelirken, bu durum hastaların tedavi süreçlerini olumsuz etkiliyor.
Uluslararası toplumun bu duruma duyarsız kalması ise dikkat çekici. Birçok ülke ve insan hakları kuruluşu, yaşanan olayları kınasa da somut bir çözüm önerisi ya da yardım gönderme konusunda yeterli adımları atmadığı gözlemleniyor. Gazze halkının acıları ve talepleri, dünya genelindeki insan hakları savunucularının gündeminde olsa da, durumun ciddiyeti ve pervasızlığı karşısında kayda değer bir eylem gerçekleştirilemediği görülüyor.
Bölgedeki insani durumun kötüleşmesi, aynı zamanda gelecekteki barış çabalarını da olumsuz yönde etkileyebilecek unsurlardan biri. İki taraf arasında yıllardır süregelen çatışmaların yanı sıra, bölgedeki yerel halkın güvenliği ve refahı da risk altında. Filistin halkı için adalet arayışında olan birçok insan, uluslararası toplumu ve liderleri daha fazla harekete geçmeye davet ediyor.
Sonuç olarak, Gazze Şeridi’nde devam eden bu çatışmaların yarattığı trajedi, hem bölge halkı için hem de uluslararası düzeyde ciddi müzakereleri gerektiriyor. İnsanların acıları karşısında sessiz kalmak, hem ahlaki bir sorumluluktan kaçmak hem de gelecekteki barış arayışlarına zarar vermek anlamına geliyor. Zaman kaybetmeden harekete geçmek, bölgedeki kan dökülmesini durdurmak ve insanların temel haklarını korumak için kaçınılmaz bir gerekliliktir.