Efes Selçuk’un Şirince Mahallesi’nde 29 Ekim 2019 tarihinde gerçekleştirilen Cumhuriyet Bayramı kutlamaları, beklenmedik bir olayla gölgelenmişti. Bu kutlamalar sırasında, Vefa Ülgür ve yakınları, o dönem Efes Selçuk Belediye Başkanı olan Filiz Ceritoğlu Sengel’e hakaret etme ve fiziksel müdahalede bulunma eyleminde bulunmuşlardı. Bu olayın ardından başlayan yargılama süreci altı yılı aşkın bir süre devam etti ve nihayetinde mahkeme kararı verildi.
Selçuk 2. Asliye Ceza Mahkemesi, Vefa Ülgür’e, geçmişteki şiddet suçları nedeniyle uygulanan tekerrür hükümleri kapsamında toplamda 1 yıl 8 ay hapis cezası verdi. Mahkeme, bu cezanın ertelenmemesine ve para cezasına çevrilmemesine yönelik bir karar alarak dikkati üzerine çekti. Ülgür’ün oğlu Anıl Ülgür ise sabıkasız bir geçmişe sahip olduğu için cezasının ertelendiği bilgisi verildi. Bu durum, yerel siyasette ve kamuoyunda geniş yankı uyandırdı.
Vefa Ülgür’ün, 2020 yılında Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Yüksek Disiplin Kurulu kararıyla “üyelikle bağdaşmayan tutum ve davranışlar” nedeniyle partiden ihraç edilmesi süreci yeniden gündeme geldi. Bu süreçte, aynı gerekçelerle oğlu Anıl Ülgür ve kardeşi Sefa Ülgür de CHP’den ihraç edilmişti. Bu durum, partinin disiplin mekanizmalarının ne kadar etkili olduğunu sorgulattiği gibi, Ülgür ailesinin siyasi yaşamı üzerinde de derin etkiler yarattı.
Başkan Filiz Ceritoğlu Sengel’in avukatı Sinem Top Yağcı, mahkeme kararının kesinleşmesi ile birlikte sanıkların bazı haklarından yoksun kalabileceğine dikkat çekti. Bu konular arasında seçme ve seçilme hakkının da olduğu vurgulandı. Avukat Yağcı, kararın istinaf sürecine tabi olduğunu belirtirken değişiklik ihtimalinin düşük olduğunu ifade etti. Mahkeme, sanıkların eylemlerinin, kadın bir belediye başkanına karşı gerçekleştirilmiş olmasının cezalarda etkili bir kriter olduğunu da kabul etti.
Yağcı, daha önceki şiddet suçları nedeniyle alınan tekerrür hükümlerinin uygulanarak, hükmün açıklanmasının geri bırakılması taleplerinin reddedildiğini belirtti. Bu durum, yerel mahkeme kararının ne kadar sert ve kararlı olduğunu gösteriyor. Zira, bağımsız bir hâkim tarafından alınan bu karar, sadece sanıkların değil, aynı zamanda toplumun adalet algısını da derinden etkiliyor.
Bu dava, Türkiye’de yargı, siyaset ve toplumsal normlar üzerine düşündürücü bir örnek arz ediyor. Sadece sanıkların kişisel yaşamlarını değil, aynı zamanda Türkiye’nin siyasi arenasını ve parti içindeki dinamikleri etkileyecek sonuçlar doğurması muhtemel. Ayrıca, yerel yöneticilere yönelik şiddetin önlenmesi noktasında ne denli önemli bir konu olduğunu hatırlatıyor. Her ne kadar olaylar bir yanıyla mahkemeye taşınmış olsa da, bu tür eylemlerin toplumun genel huzurunu nasıl tehdit ettiğini unutmamak gerekiyor.
1
“Uraloğlu: Posta Sektöründe Yeni Stratejiler Geliyor”
2906 kez okundu
2
İzmir Körfezi’nde Temizlik Çalışmaları Başladı!
2777 kez okundu
3
Özgür Özel: Meydanlardayız, Durmayacağız!
2735 kez okundu
4
Anık, İstifa Etti: Mücadele Devam Edecek!
2715 kez okundu
5
Kaçak Kazı Yaparken Jandarmaya Yakalandılar!
2703 kez okundu