4 Ağustos 2023 tarihinde, Yalova’dan denize açılan iş insanı Halit Yukay’ın teknesi, 5 Ağustos’ ta parçalanmış halde bulundu. Bu olay, deniz güvenliği açısından önemli bir sorunu gündeme getirdi. Yukay’ın cesedi, denizden yaklaşık bir ay sonra, 23 Ağustos’ta, Kapıdağ Yarımadası’nın Turanköy açıklarında, 68 metre derinlikte yapılan detaylı çalışmalar neticesinde bulundu. Cesedin bulunması, deniz Kuvvetleri Komutanlığı ve Sahil Güvenlik ekiplerinin titiz çalışmaları ile mümkün hale geldi.
Halit Yukay’ın cesedinin bulunmasının ardından, Adli Tıp Kurumu’na götürüldü ve burada yapılan otopsi sonucunda cesedin kendisine ait olduğu doğrulandı. Olayın gelişimi sırasında, Yukay’ın ailesi tarafından yapılan açıklamalarda, onun 4 Ağustos’ta Bozcaada’ya gitmek üzere açıldığı kaydedildi. Ancak, teknesinin parçalanmasının ardından kendisinden haber alınamadı.
Yalova’dan denize açıldıktan sonra, Halit Yukay’ın güvenliği tehlikeye girdi. 5 Ağustos’ta tekne parçaları bulunmasına rağmen, Yukay’ın cesedine ulaşmak günler aldı. Bu süre zarfında, sahil güvenlik ve deniz kuvvetleri ekipleri, gelişmiş sonar cihazları ve dalgıçlarla bölgeyi taradı. 23 Ağustos’ta kazazedenin cesedinin bulunduğu duyuruldu. Yaklaşık 25 gün tuzlu su altında kalan ceset için, adli tıp uzmanları özel bir inceleme süreci başlattı.
Adli Tıp Uzmanı Profesör Hakan Kara, cesedin durumu hakkında bilgi vererek, su altında uzun süre kalmasının hem dezavantajları hem de bilgi edinme açısından olumsuz sonuçları olabileceğini ifade etti. Her ne kadar cesedin bazı bölümleri bozulmuş olsa da, otopsinin delil toplama açısından son derece önemli olduğu belirtildi. Cesedin bütünlüğünün korunması, olası bir kazanın nedeni ve sorumlularının belirlenmesi açısından kritik öneme sahipti.
Olayla ilgili soruşturmanın ilerlemesi, Halit Yukay’ın boğduğu teknelerinin parçalanması sonrası kazanın nasıl meydana geldiğine dair önemli ipuçları sağladı. Kaptan Cemal Tokatlıoğlu, “taksirle ölüme neden olma” suçlamasıyla Yalova’da gözaltına alındı. Kaptan Tokatlıoğlu, tekne ile çarpışma anında sadece manevra yaptıklarını ifade ederken, deniz yüzeyinde daha önceden var olan tekne kalıntıları hakkında bilgi vermediğini belirtmiştir. Olayın ardından, gemi personelinin de ifadelerinde, çatışma anındaki belirsizlik ve cevaplarını destekleyen detaylara yer verildi. Usta gemici Metin Sarı, olay anında duyduğu titreşimi ve gördüğü parçaları kayda alarak önemli bir belge oluşturdu.
Yukay’ın kaybı, ailesi ve kamuoyu tarafından derin bir üzüntüyle karşılandı. Halit Yukay’ın yakınları, yaşanan olayın sorumlusunun bulunması ve benzer kazaların önüne geçilmesi adına kamuoyunun bu konuda bilgilendirilmesi gerektiğini savundu. Halit Yukay’ın cenazesi, Bursa Adli Tıp Kurumu’ndan alınarak İstanbul’a doğru yola çıktı. Halit Yukay’ın cenazesinin ardından ailesi, olayın kaza mı yoksa ihmalkarlık mı olduğunu sorgulamakta ve bu konudaki gelişmeleri dikkatle takip etmektedir.
Sonuç olarak, Halit Yukay’ın trajik ölümü, deniz güvenliği ve kurtarma çalışmalarının önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Bu tür olayların yaşanmaması için kaliteden ödün verilmeden yürütülen denizcilik faaliyetlerinin ve denizci eğitimlerinin artırılması gerektiği düşünülmektedir.