İstanbul Barajları Alarm Veriyor: Yüzde 50 Altında!

0

BEĞENDİM

0

İstanbul, 2023 yılı boyunca kurak geçen bahar ve yaz aylarının ardından su kaynaklarını tehdit eden alarm verici bir duruma girdi. Şehirdeki barajların doluluk oranları, geçen yıl Mart ayında yüzde 80’lere kadar yükselmişken, bu yıl önemli bir düşüş yaşandı ve doluluk oranları yüzde 50’nin altına geriledi. İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) tarafından yapılan son ölçümlerde, baraj doluluk oranının yüzde 49.96 olarak belirlendiği bildirildi. Bu da demek oluyor ki, İstanbul’daki barajların yaklaşık yarısı boş durumda.

Kuraklık problemi, Alibeyköy Barajı gibi bazı barajları da etkisi altına aldı. Önceki yılın Mart ayında doluluk oranı yüzde 65 seviyesine kadar ulaşan Alibeyköy Barajı, bu yıl itibarıyla yüzde 33.08’e kadar düştü. Kış aylarında suyla dolu olan bu baraj gölünde, şu anda bu su alanlarının yeniden kuruduğu görüldü. Sadece birkaç ay önce burada dolaşan balıkların, artık çorak bir arazi üzerinde yer bulamadığı anlaşılmaktadır.

EN DOLU BARAJ YÜZDE 67.42 İLE ELMALI

İstanbul’un su ihtiyacını karşılayan barajlar arasında doluluk oranları alarm verici bir düzeye ulaştı. Ömerli, Alibeyköy, Büyükçekmece, Sazlıdere, Istrancalar, Kazandere ve Papuçdere barajlarının doluluk oranları yüzde 50’nin altına düştü. Bu barajlar arasında en dolu olanı ise yüzde 67.42 ile Elmalı Barajı olarak kaydedildi. Diğer yandan, en düşük doluluk oranına sahip baraj ise sadece yüzde 27.44 doluluk oranıyla Istrancalar Barajı olarak belirlendi.

İstanbul’daki barajların güncel doluluk oranları şu şekildedir: Ömerli barajının doluluk oranı yüzde 49.07, Darılık barajında yüzde 61.07, Elmalı barajında yüzde 67.42, Terkos barajında yüzde 54.56, Alibeyköy barajında yüzde 33.32, Büyükçekmece barajında yüzde 48.98, Sazlıdere barajında yüzde 42.72, Istrancalar barajında yüzde 27.44, Kazandere barajında yüzde 37.32 ve Papuçdere barajında yüzde 43.05 olarak ölçülmüştür.

Bu durum, İstanbul’un su kaynaklarının sürdürülebilirliği açısından ciddi bir tehdit oluştururken, aynı zamanda yerel halk ve tarım için de kaygı yaratan bir faktör olmaktadır. Kurak geçen mevsimlerin dengeyi bozması, suyun verimli kullanımını zorunlu hale getiriyor. Yetkililerin, bu duruma karşı acil önlemler alması gerektiği ve su tasarrufu konusunda toplumu bilgilendirmesi önem taşımaktadır.