İzmir’de Ayakkabı Sektörü Dönüşüm Sürecine Girdi

0

BEĞENDİM

0

Ayakkabı ve yan sanayi sektörünün mevcut durumunu ele almak amacıyla, Ayakkabı Yan Sanayicileri Derneği (AYSAD) tarafından İzmir’de “Adım Adım Dönüşüm” başlıklı bir değerlendirme toplantısı düzenlenmiştir. Bu toplantı, Ege İhracatçı Birlikleri Konferans Salonu’nda gerçekleştirilmiş ve sektördeki önemli isimleri bir araya getirmiştir. Bu önemli etkinlikte AYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Sait Salıcı, Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçı Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Zandar ve Ekonomist Ali Ağaoğlu gibi isimler, sektöre dair kıymetli yorumlarda bulunmuştur.

AYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Sait Salıcı, yaptığı konuşmada ayakkabı sektörünün güncel durumu ve bu sektörde karşılaşılan zorluklara dikkat çekmiştir. Salıcı, “Adım adım dönüşüm sadece bir panel başlığı değil, aslında hepimizin içinden geçtiği dönemin ruhunu anlatan güçlü bir kavram. Çünkü artık biliyoruz ki, hiçbir dönüşüm bir gecede olmaz. Ama kararlı adımlarla, ortak akılla, dayanışmayla mümkündür. Yaklaşık 2 yıldır sanayiciler, hiç görmedikleri kadar zor süreçlerden geçiyor ve terk edilmiş bir durumda. Artık dayanacak nefeslerinin kalmadığını görüyoruz” ifadelerini kullanmıştır.

Ayakkabı yan sanayisinin emek yoğun ancak yüksek potansiyelli bir sektör olduğunu vurgulayan Salıcı, bu sektörün saya, taban, aksesuar, kalıp, deri, tekstil, kimya, makine ve ambalaj gibi çeşitli bileşenlerle bir üretim ekosistemi oluşturduğuna dikkat çekmiştir. Ancak bu ekosistemin günümüzde çok yönlü sınavlarla karşı karşıya olduğunu belirtmiştir. Salıcı, yükselen enerji ve işçilik maliyetleri, Uzakdoğu kaynaklı düşük fiyat baskısı, nitelikli iş gücü bulma zorlukları, dijitalleşmeye ayak uydurma gerekliliği ve sektörü zorlayan konkordatolar gibi faktörlerin ekosistemi bozguna uğrattığını dile getirmiştir.

Salıcı, ayakkabı yan sanayisinde yurt dışından gelen ucuz ve kalitesiz ürünlerin, üreticilerin zorluklar yaşamasına ve iç pazardaki dengelerin bozulmasına yol açtığını ifade etmiştir. Birçok üreticinin fason üretimlerini Mısır, Suriye ve Afrika’nın bazı bölgelerine kaydırdığını vurgulamış ve bu durumun sadece ekonomik bir kayıp değil, aynı zamanda stratejik bir kayıp olduğunu belirtmiştir. Salıcı, “Burada üretimi kaybedersek ustalık da kaybolur, istihdam da azalır, yeterli tedarik zinciri de çöker. Fiyat odaklı rekabet modeli iflas etmiştir. Artık daha ucuz olan değil, daha dayanıklı, daha çevik ve daha yerli olan ayakta kalacaktır” şeklinde konuşmuştur.

Salıcı, Türkiye’deki ekonomi yönetiminin emek yoğun sektörlere yeterince önem vermediğini savunarak, “Emek yoğun işler göz ardı edilirse, üretimin ruhu da, istihdamın omurgası da zayıflar” demiştir. Ancak umutsuzluk duymadığını vurgulayarak, “Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim” diyerek sözlerini tamamlamıştır.

Öte yandan İzmir, ayakkabı sektörü açısından önemli bir potansiyele sahiptir. Her yıl 300 milyon dolar ihracat kapasitesine sahip olan bu şehir, limanı ve stratejik coğrafi konumuyla uluslararası ticarette kritik bir rol oynamaktadır. Ayrıca, Balkanlar ve Orta Doğu’nun en büyük ayakkabı sanayi sitesinin de bulunduğu İzmir, Türkiye’de ayakkabı üretiminde 3. sıradadır. İmalatta kaliteli ve ihracat odaklı çalışan yaklaşık 1,600 firma bulunmakta olup, bu durum İzmir’in sektördeki güçlü konumunu pekiştirmektedir.