Çeşme Boğazı’nda Zorlu Orkinos Yolculuğu!

0

BEĞENDİM

0

Türk balıkçılar, Akdeniz açıklarında orkinos avlama sürecini tamamladıktan sonra dönüş yoluna geçerken zorlu Çeşme Boğazı’ndan geçiş için özel önlemler almak zorunda kaldılar. Yolda, yer yer 2 metreyi bulan dalgalarla mücadele eden balıkçılar, güvenli bir geçiş gerçekleştirmek adına dikkatlice hareket ettiler.

Orkinos, Uluslararası Atlantik Orkinoslarını Koruma Komisyonu (ICCAT) tarafından belirlenen kota kapsamında avlanmakta. Özellikle Japon mutfağında suşi için kullanılan bir malzeme olan orkinos, zorlu bir avcılık ve yetiştiricilik sürecinin ardından sofralara ulaşmaktadır. Türk balıkçılar, Malta ile Tunus arasındaki uluslararası sularda belirlenen kota dahilinde orkinosları canlı olarak kafeslere alarak yaklaşık 30-35 gün süren sabit hızda bir deniz yolculuğuna çıkıyorlar.

Balıkların sağlığını korumak için kafesler sabit hızda çekilirken, teknelerin makineleri yol boyunca durmaksızın çalışmaya devam ediyor. Ancak yolculuk esnasında, rüzgâr, dalga ve akıntı faktörleriyle mücadele eden balıkçıların karşılaştıkları en zor bölge olan Çeşme Boğazı’nda çeşitli önlemler almak zorunda kaldılar. Bu boğazda, yer yer 2-3 metreye ulaşan dalgalarla karşılaşarak, su derinliği 15-16 metreye kadar düşen bölgelere geldiklerinde, kafeslerin zarar görmemesi için su altı kaldırma balonları kullanıldı.

Orkinoslar, bu önlemler sayesinde sağlıklı bir şekilde yıl sonuna kadar beslenecekleri İzmir’in Urla ilçesindeki Gerence Körfezi’ne ulaşmayı başardılar. Balık dolu kafeslerin geçişi, Anadolu Ajansı (AA) foto muhabiri tarafından su altından görüntülendi.

Kılıç Balık Orkinos Çiftlik Müdürü Hasan Yılmaz, 25 Mayıs’ta başlamış olan sezonun hava koşulları açısından zorlu ama avcılık yönüyle başarılı geçtiğini belirtti. Yılmaz, “Doğada orkinos bolluğu gözle görünür hale geldi. ICCAT kotası sayesinde avcılık belli bir düzene girdi, bu da stokların kendini toparlamasını sağladı. Bu yıl sürüler daha kalabalık ve canlıydı. Avlama sürecinde nispeten daha az zahmet çektik,” diye ifade etti.

Çeşme Boğazı geçişinin yolculuk sürecinin en zorlu aşaması olduğunu vurgulayan Yılmaz, bu noktada birkaç kritik etkenin bulunduğunu anlattı. Su derinliği yaklaşık 15-16 metre olan sığ bölgelerden geçerken, sekiz büyüklüğünde dalgaların meydana gelmesi trajik bir durum yaratabilirdi. Yılmaz, bu durumu önlemek için kafeslerin altını özel su altı balonlarıyla yükselterek emniyetli bir geçiş sağladıklarını ifade etti.

Çeşme Boğazı’ndan geçiş sırasında karşılaşılan sorunlardan biri de kafeslerin ağlarının zemine takılmasıydı. Bu durumun riskini azaltmak için düşmemesi gereken bir yolculuk gerçekleşti. Yılmaz, bu süreçte dalgıçların kontrollü bir şekilde işlemlerini gerçekleştirdiğini belirterek, kafeslerin emniyetli bir şekilde geçişini sağladıklarını söyledi.

Daha önceki yıllarda hava koşullarının daha elverişli olduğunu belirten kaptan Mustafa Pars, son iki yıldır iklim değişikliğinin kendilerini de negatif yönde etkilediğini aktardı. Yalova’nın Armutlu ilçesinden 14 Mayıs’ta yola çıkan Pars, yolculuğun yorucu geçtiğini, yaklaşık 32-33 gün süren bu seyahatte yarımada boyunca teknede dar bir alan içerisinde zaman geçirmek zorunda kaldıklarını duyurdu. Çeşme Boğazı’ndan geçerken sığlık olduğu için kafeslerin ağlarının daha derinde olması, dalgıçların dikkatli bir şekilde deniz altına inerek herhangi bir hasar olmaması için önlem aldıklarını ifade etti.