SGK’dan ABB’ye Borç Tepkisi: Geçersiz Başvuru!

0

BEĞENDİM

0

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), işçilerin kazançlarından kesilen primlerin tahsil edilmesinin yasal bir zorunluluk olduğunu vurguladı. Bu primler, emeklilerin aylıklarının ödenmesi ve vatandaşların sağlık hizmeti giderlerinin karşılanması için kullanılmaktadır. SGK, prim gelirlerini toplarken herhangi bir ayrım yapmaksızın tüm borçlulara eşit bir tutum sergilemekte ve bu bağlamda prim borçlarının takip edilmesi sürecinin “siyasi bir saldırı” olarak değerlendirilmesinin yanlış olduğunu ifade etti. Kurumun temel amacı, birikmiş ve sürdürülemez bir seviyeye ulaşan prim borçlarının tahsil edilmesidir.

Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin (ABB) SGK’ya olan prim borçları hakkında da açıklamalar yapıldı. Son 7 ayda bu borcun 4.5 milyar liradan 2024 yılı Ağustos ayında 8.4 milyar TL’ye ve Eylül 2024 itibarıyla ise 8.8 milyar liraya yükseldiğini belirtildi. Bu durum, belediyenin SGK’ya olan mali yükümlülüklerinin ciddi boyutlara ulaştığını gösteriyor. 6183 sayılı Kanun’un 48/A maddesine göre borçların tecili için yapılan girişimin ise, kanuni şartları taşımadığı gerekçesiyle geçersiz olduğu ifade edildi.

Söz konusu 48/A maddesi, mali açıdan zor durumda bulunan mükelleflere yönelik bir düzenleme olup, bu madde sadece borcun vadesi bir yılı geçmemiş olan durumlarda uygulanabiliyor. Geçmişte deprem bölgesi belediyeleri dahil hiç bir belediyeye bu maddeden yararlanarak tecil işlemi yapılmamıştır. Ayrıca, 6183 sayılı Kanun’un 48. maddesine göre, tecil başvurusunda bulunmak isteyen tarafların borcun yüzde 10’unu peşin olarak ödemesi ve kalan borcun yüzde 50’si oranında teminat göstermesi gerekmektedir.

Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından teminat olarak gösterilen gayrimenkullerin üzerinde çok sayıda haciz bulunduğu için bu varlıkların kanunen geçerli teminat olamayacağı belirtildi. Bu durumda, ABB’nin yaptığı tecil başvurusu geçersiz hale gelmiş ve SGK Yönetim Kurulu tarafından da değerlendirmeye alınmamıştır. Hacizli gayrimenkullerle teminat gösterme girişimlerinin, iyi niyetli bir yaklaşım olarak değerlendirilmediği vurgulandı.

Ayrıca, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı’nın SGK ile rızaen bir anlaşma yapıldığına dair açıklamalarının gerçeği yansıtmadığı ifade edildi. Mevzuatta “rızaen anlaşma” adı altında bir düzenleme bulunmadığı ve SGK’nın bu yönde bir anlaşma yapmadığı, bu konudaki iddiaların asılsız olduğu vurgulandı. Bu bağlamda, SGK’nın yasal sorumluluklarını yerine getirme çabalarının siyasi tartışmaların odağına çekilmesinden ötürü üzüntü duyduğu belirtildi.

Sonuç olarak, SGK, tüm borçlulara karşı eşit bir yaklaşımı sürdürdüğünü ve amacının yalnızca prim borçlarının tahsilatı olduğunu yeniden hatırlatmıştır. Bütün bu gelişmeler, hem kamu yönetimi hem de sosyal güvenlik sistemi açısından oldukça önem taşımaktadır. Kurumların yasal yükümlülüklerini yerine getirmesi gerekliliği, sosyal güvenlik sistemi açısından hiç kuşkusuz kritik bir öneme sahiptir. Bu süreçlerin daha sağlıklı bir şekilde ilerlemesi, hem vatandaşların haklarının korunması hem de sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliği açısından zaruri bir durumdur.